takipçi satın al instagram takipçi satın al twitter takipçi satın al tiktok takipçi satın al youtube abone satın al facebook takipçi satın al twitch takipçi satın al
Yazı Detayı
05 Haziran 2018 - Salı 11:52
 
ŞANLIURFA HALK OYUNLARININ VE GÖNÜLLÜ ORDUSUNUN SORUNLARI
Şükrü ÜZÜMCÜ
sutku63@hotmail.com
 
 

Halk oyunları zengin kültürümüzü geçmişten geleceğe taşıyan en temel araçlardan biridir. Bunun yanı sıra ulusal birlik ve beraberliğimizi sağlayan- bireyleri toplumsallaştıran- fiziksel- zihinsel ve psiko!sosyal yönden geliştiren bir bütündür. Şanlıurfa folklorunun önemli bir dalı olan  halk oyunlarımızın sevilip yaşatılması ve yaygınlaştırılması için- bugüne kadar  değerli hizmetler verilmiştir. Bu çalışmalar günümüzde Belediye. Gençlik Merkezi.- Milli Eğitim Müdürlüğü- Halk Eğitim Merkezi- kulüpler- halk bilimciler ve konuya ilgi duyan amatörler  tarafından yürütülmektedir. Giysi- oyun ve müziğiyle üç kültürü bir arada yaşatan halk oyunlarımızın sorunları hep göz ardı edilmiş ve yeteri kadar dile getirilmemiştir. Bu olumsuzluklara ve imkansızlıklara rağmen zengin kültür mirasımızın taşıyıcılığını yapan bir gönüllü ordumuz mevcuttur.

 

Araştırmacısı- halk bilimcisi- eğitmeni- hakemi ve halk oyuncusuyla  halk oyunlarına gerçekten gönül vermiş kültürüne sahip çıkmak ve yaşatmak adına  çalışan küçük büyük herkes bu ordunun birer parçası olmuştur. Şanlıurfa Halk Oyunlarının en önemli sorunlarından biri yeterli araştırma ve derleme çalışmalarının yapılmamasıdır. Derlenmiş ve kazandırılmış bir oyunumuzun yanı sıra - ilimizin dört bir yanında köy meydanlarında oynanan sayısız oyun derlenmeyi beklemektedir. Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV ) 2007 yılında “ 50 Yaş Üzeri Köyler Arası Mahalli Halk Oyunları Yarışması “ düzenlemiş halk oyunlarımız yeni bir nefes ve heyecan kazanmıştır. Bu tür derleme ve araştırma çalışmalarını hedefleyen faaliyetler artırılmalı- desteklenmeli ve davam ettirilmelidir. Bir diğer sorunda halk oyunlarımızın yöre tavrından uzaklaşarak dejenere olmasıdır. Yapılan yarışmalardaki kriterler zamanla oyunların önüne geçmiş ve özünü zorlar hale gelmiştir.. Tabi ki uygulamalardaki eksiklik ve başarısızlıkların bu duruma gelinmesinde ki payı çok büyüktür. Hakemlerin sadece birlik ve beraberliğine  prim tanımaları- eğitmenlerin - figürlerin özünü ve ritmini bozarak eğitim vermesi bu sonu hazırlanmıştır..  Giderek artan bu yozlaşmalar halk oyunlarımızın geleceği açısından endişe vericidir. Okullar halk oyunlarımızın yaşatıldığı en önemli kurumlardır. Ancak okul yöneticilerinin bir bölümünün- halk oyunlarının çocuklarımız ve gençlerimiz üzerindeki olumlu etkilerini kavrayamamış olması ve topluluk oluşturmayı sadece lüzumsuz maddi külfet olarak bakmaları halk oyunlarının okullardaki varlığını büyük ölçüde azaltmıştır. Türkiye genelinde halk oyunları kulüpleşmeye doğru hızla ilerlemektedir. Bölge itibariyle en zengin folklorik değerlere sahip ilimizde ise - birkaç kulüp bulunmaktadır. Bu durum halk oyunlarımızın yurt genelinde geldiği acı noktayı gözler önüne sermektedir. Gümüş başlığıyla - poşusuyla- şalvarıyla- yemenisiyle- kırk düğme yeleğiyle- üç eteğiyle geçmişe can veren- “ hala hala hey “ derken coşkusuyla çağlayan halk oyuncularımız…

 

Onlar ; çocuklarımız- gençlerimiz- -yaşlılarımız. İşte gönüllü ordunun neferleri"" Halk oyuncularımız tozlu- ışığı yetersiz- ısıtma ve soğutma sistemleri olmayan - fiziki açıdan elverişsiz- yetersiz- salonlarda çalışmaktadır. Çoğu zaman bu salonlar bile onlara çok görülmekte- bir çok bürokratik engele maruz kalmaktadır. Hal böyle olunca halk oyunlarına olan ilgi azalmaktadır. Bu durum maddi imkansızlıklardan çok kültüre değer vermeyen zihniyetin eseridir. Ben de toz toprak içinde yetişmiş bir halk oyuncusu ve bir kültür sevdalısı olarak tüm Şanlıurfa halkını her geçen gün bir parçası elimizden kayıp giden- aşınan kültür mirasımızı korumaya- halk oyunlarımızı her kurumda desteklemeye davet ediyorum. Unutmamak gerekir ki- bu topraklar- tarihin   başlangıcından bugüne kadar en gelişmiş uygarlıklara tanıklık etmiş ve bizlere bir  kültür hazinesi bırakmıştır. Bizlere düşende bu hazineyi yaşatıp bizden sonraki nesillere aktarmaktır. Bu - geçmişe olan borcumuz- geleceğe olan sorumluluğumuzdur.  “ Geçmişini inkar etmeyen bir insan- kendi kültürel mirasını en doğru şekilde  öğrenip  onu savunur ve yaşatır."      

 
Etiketler: ŞANLIURFA, HALK, OYUNLARININ, VE, , GÖNÜLLÜ, ORDUSUNUN, SORUNLARI,
Yorumlar
Haber Yazılımı