takipçi satın al instagram takipçi satın al twitter takipçi satın al tiktok takipçi satın al youtube abone satın al facebook takipçi satın al twitch takipçi satın al
Yazı Detayı
25 Ağustos 2022 - Perşembe 21:31
 
ELİ KÂRDA GÖNLÜ YÂRDA
Mintaha Şerbetçi
mineserbetci1@gmail.com
 
 

Eüzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim

Allah ın rahmeti mağfireti bereketi üzerinize ve üzerimize olsun. Cumamız mübarek olsun.

Sohbet ettiğimiz kimselerin çoğunluğundan duyduğumuz şöyle bir sıkıntı var. Namaz kılarken aklımıza binbir türlü şey geliyor. Böyle olunca namazımız kabul olunur mu? Güzel soru- herbirimizin kendine sorması gereken... Namazı bir görev- sorumluluk gibi görüyor olsak; diğer işlerimizi nasıl yaptığımıza bakalım. Önümüze gelen yemeği beğenmediğimiz oluyor mu? Daha iyisi ve güzeli olabilirdi- kendimiz yapmışsak neyi eksik yaptığımızı bilir- bir başkası yapmışsa içimizden de olsa homurdandığımız olur. Diyelim ki iş yerimizdeyiz- patron da olsak çalışan da olsak en iyiyi ve en güzeli düzgün bir şekilde ortaya çıkarmak için saatleri- günleri belki de haftaları harcarız. Çocuğumuzun ödevini baştan savma yaptığı zaman öğretmeni onu beğenir mi? O ödevi bir anne baba olarak Siz onaylar mıyız? Düşünmeye başladığımızda hayatımızın içinde bu tip örnekleri çoğaltmak mümkün. Namaza durduğumuzda ne söylediğimizi bilmiyorsak ya da kimin huzurunda olduğumuzu tadamıyorsak sorun var demektir. Bedenimiz seccadenin üzerinde olduğu hâlde; bizim aklımız: işimizde-eşimizde- aşımızda- alacaklarımızda- vereceklerimizde- bağımızda bahçemizde- falanca nın söylediklerinde- filancanın yaptıklarında kalır zaten. Böyle olduğunda günlük hayattaki işlerimizi doğru düzgün yapmadığımızda biz nasıl beğenmiyorsak; Rabbimizde bizim namazımızı doğal olarak beğenmez. Meczubun biri namaz kılmak için camiye girer. Bir bakar ki- cemaatin herbirisinin sırtında birşeyler var. Hammallık yaptığı için- dönüp dışarda bıraktığı odunları yüklenir gelir. O şekilde namaza durur. Herkesin dikkatini çektiği gibi imamın da dikkatini çeker. Gelip niçin bunu yaptığını sorar. Meczubun cevabı şöyledir: "Camiye girdiğimde baktım ki herkesin sırtı dolu. Kimisinde çocuğu- kimisinde hasta anası- kimisinde tarlasından topladığı buğdayı vardı. Bende burada usül böyle sandım. O yüzden odunları sırtladım." İmam "peki ya benim sırtımda ne vardı?" diye sorunca: meczub " senin de sırtında inek vardı" demiş. İman haklısın diyebilmiş. Onunda gönlü hastalanmış olan ineğindeymiş...

 

Peygamberimiz SAV "Öyleleri var ki namaz kılarlar onlara sadece yorgunluk kâr kalır-oruç tutarlar onlara sadece açlık kâr kalır"buyurmuştu. Allah Kur an!ı Kerim de "Ki onlar (yaptıklarını sandığı) [salât]larından (ibadetlerinden!namazlarından) habersizdir- gafildirler." Maun suresi 5 Namaza durduğumuzda bizi Allah ın huzuruna bizimle konuşmak için davet ettiğini bilmemiz gayretimizi arttırır. Namazı kendimiz için Allah tan destek- bir yardım- bir kuvvet olarak görürsek güzel bir adım atmış oluruz. Bilmeliyiz ki namaza Allah ın değil bizim ihtiyacımız var. Huzurda olduğumuz Rabbimizin bizden ne istediğini ve biz okuduğumuz surelerle ona itaat edeceğimizi beyan ettiğimizde; namazın bize nasıl destek olacağını- bizi Allah a nasıl yaklaştıracağını anlamış oluruz. Bunun için yapmamız gereken şey okuduğumuz surelerin anlamlarını bilmek- bunun için biraz çaba gayret sarf etmek. Beş vakit namazda kırk defa okuduğumuz Fatihanın anlamını dahi bilmeyenler o kadar çoğunlukta ki... Okuduğumuz ayetlerin anlamlarını bilmediğimiz için bize ne emrettiğini de bilmiyoruz ve dilimizin söylediğini amelimiz- gönlümüz yalanlamış olarak hayata devam ediyoruz. "Bâtıl şeylerden yüz çevirerek hepiniz tüm benliğinizle sadece Allah’a yönelin- O’na karşı gelmekten sakının- namazı dosdoğru kılın ve Allah’a ortak koşanlardan olmayın." Rum Suresi 31 Halk arasında eskiden beri bilinen "eli işte gözü oynaşta" diye bir deyim vardır verilen işi hakkıyla yapamayan gözü sürekli etrafta olan kişiler için kullanılır. Bir işe tam anlamıyla konsantrasyon sağlayabilmek için gözümüzün yaptığı işi görmesi lazım. Bu deyim aklı fikri aşkta- eğlence de olan gençler için de kullanılsa bile- huzurda olmanın tadına ve zevkine varmış olan insanlar için bambaşkadır. Deyimdeki "göz" o kimseler için kalptir... 

 

Yine bir ayetle bunu şöyle anlayabiliriz. "... Gerçek şu ki kör olan gözler değildir- göğüslerde olan kalplerdir" Hacc Suresi 46 Kalpleri ile görebilen yaptığı iş her ne olursa olsun onu hakkıyla yapar çünkü Allah ın huzurunda olduğunu bilir ibadeti de günlük yaşantısı da Rabbine sunacağı ameledir. Kimi namazını kılarken gönlünde Rabbini bulamaz- kimi de yaptığı her işte Rabbi ile olmanın zevkini yaşar. Eli kârda gönlü yarda olmak böyle bir şey... " O erler ki- ne ticâret ne de alış veriş onları Allah’ı zikretmekten- namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyabilir. Onlar- kalplerin halden hâle girip alt üst olacağı ve gözlerin dehşetten donakalacağı bir günden korkarlar." Nur Suresi 37 Namaz müminin miracı. Gönlümüzle- tüm varlığımızla namaza durduğumuz zaman biz namazı kılmayız namaz bizi kılar çünkü namaz Allah a borç ödemek değil Allah ın muhabbetini aşkını ikramlarını kazanmak için çıktığımız bir yolculuktur. Namazları bittiğinde- günlük işlerine döndüklerinde de- kulluklarını en iyi şekilde yapmak için gayret ederler... Her an Allah ın huzurunda olduğumuzu unutmayacağımız bir ömür duasıyla...

Dua dua büyür insan- duadan başka gücü olmayan- bir avuç duanın içinde saklanan...

SULTANIMIZA ve bütün gönül dostlarımıza Allah ın Selam ı ile Selam olsun...

 
Etiketler: ELİ, KÂRDA, GÖNLÜ, YÂRDA,
Yorumlar
Haber Yazılımı