takipçi satın al instagram takipçi satın al twitter takipçi satın al tiktok takipçi satın al youtube abone satın al facebook takipçi satın al twitch takipçi satın al
Haber Detayı
01 Ekim 2019 - Salı 15:54
 
Göbeklitepe'den dünyaya yayılan ilk zeka oyunu: Mangala
KÜLTÜR Haberi
Göbeklitepe'den dünyaya yayılan ilk zeka oyunu: Mangala

 

 

 

 

 

 

 

12 bin yıllık geçmişiyle tarihin sıfır noktası kabul edilen Göbeklitepe her geçen gün biraz daha gizemini aralıyor. Bu kez ortaya atılan iddia ise stratejik oyunu olan Manga oyununun Göbeklitepe’den bütün dünyaya yayıldığı. İddiayı ortaya Araştırmacı Kenan Toprak, bu iddiasını Göbeklitepe’de ortaya çıkan ve benzerlerinin dünyanın farklı yerlerinde bulunan bulgulara ve tabletlere dayandırıyor.

 

 

 

Gün yüzüne çıkarılmasıyla büyük heyecan uyandıran ve 12 bin yıllık geçmişiyle hala gizemini koruyan Göbeklitepe için her gün yeni bir tez, yeni bir sav, yeni bir iddia ortaya atılıyor. Bu iddialar tarihi bulgular ışığında ortaya sürülürken, akla ve mantığa da uygunluk sağlıyor. İşte, insanlık medeniyetinin başlangıcı, tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen Göbeklitepe için bu kez ortaya atılan iddia: Mangala.

 

 

 

 

Bu iddianın sahibi ise uzun süre Nijerya'da sömürgecilik ve dini gruplar hakkında araştırma yapan Şanlıurfalı Kenan Toprak. Türkiye-Nijerya arasında ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine yönelik çalışmaları da bulunan Toprak’ın, işte Göbeklitepe ile ilgili makalesi:

“Çoğu insan tahta oyunlarının aslında tarih öncesi olduğunun farkında değildir. Bu bize yazı dilini kullanmadan önce tahta (masa) oyunları oynandığını göstermektedir. Peki, ilk oyun neydi? Günümüzde mangala oyunu insanlığın en eski oyunların temeli olarak kabul edilmektedir. Oyunun bazı yönlerinin tarımsal faaliyete benzerliği ve özel ekipmana ihtiyaç duyulmaması, medeniyetin başlangıcına kadar çıkma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Toprak veya tahta yüzeyinde, tohum ve deliklerle oynanacak kadar basit bir kurulum olan mangala oyununa binlerce yıl öncesinden referanslar görebiliriz. Mangala, dünyanın en eski iki oyunculu strateji oyunlarından biri olarak binlerce yıldan bu yana Ortadoğu, Asya ve Afrika'da oynanmaktadır. Mangala oyunlarının önceki sürümlerine bakıldığında, tahta veya kilden yapılmış aletler kullanılmış ya da taştan oyulmuş delikler olduğu görülmektedir.

 

 

 

MANGALA KELİMESİ

Oyuna atıfta bulunan mangala kelimesi ilk olarak onuncu yüzyılda, Arapça şiirsel bir koleksiyon olan Kitab el-Aghani'de ortaya çıktı. Birçok Afrika ve Ortadoğu toplumunun bu geniş oyun kategorisini belirtmek için kullandığı bir isim olan “mangala” ismi, “taşımak” veya “aktarmak” anlamına gelen Arapça “nakala” kelimesinden türemiştir. Bununla birlikte mangala oyunu ile ilgili farklı yorumlarda yapılmıştır. Bu yorumların birinde, dilimizde, en küçük askeri birliği anlamına gelen ‘manga’ sözcüğünde askerlerin sıralanışı ve bu en küçük birimin genellikle on dört kişi olması bakımından mangala oyununa uygun geldiği gibi, askeri stratejileri de geliştirmeye dayandığı şeklinde yorumlanmıştır. Aynı zamanda ‘mangal’ sözcüğü de bu oyundaki taşların konulduğu çukurlar düşünüldüğünde mangal sözcüğünden türetilmiş olabileceği yorumları da yapılmaktadır.

 

 

 

Divanu Lugati’t-Türk’te mangala oyunu, köçürme adıyla geçmekte ve oyuna aynı zamanda on dört denilmesi, manga ve mangala ilişkisi ile örtüşmektedir. Arslan Küçükyıldız, bu oyunun adının Arapça “nakl” kökünden gelmediğini; “yerleşim yeri, şehir” anlamına gelen ve aynı zamanda “kuyu” demek de olan “kale” kelimesinden türemiş olabileceğini ifade etmiştir. Türk oyunları arasında birçok kale kelimesi içeren ya da bu kelimeden türetilmiş oyunun mevcut olduğunu ekleyerek Osmanlılarda mangalaya “minkale” yani “bin kale, çok kale” denildiğine işaret etmiştir. Oyunun bugün hala Şanlıurfa dolaylarında “mıngala” adıyla oynandığına da dikkati çekmiştir. Ayrıca oyunun “bilye”, “milye”, “mile” büyüklüğünde taşlarla oynanması ve oyunda “kale”ler (“kala”lar) kullanılması dolayısıyla bu iki adın birleşerek “melenkala”, “milnenkala”, “milenkala”, “minkale”, “minkala”, “mankala”, “mangala” şeklinde bir kelime oluşturduğu da düşünülebilir, şeklinde bir yoruma daha çalışmasında yer vermiştir.

 

 


 OSMANLI DÖNEMİ

Osmanlı döneminde özellikle saraylarda, hanlarda ve cami avlularında oynanan Mangala oyunu, sosyalleşme ve kültür paylaşımı araçlarından biri olarak görülmüştür. Bu durum, Osmanlı dönemine ait pek çok tasvir ve resimde de görülmektedir. Mangala oyunu Türkiye’nin pek çok yerinde farklı adlarla bilinmektedir. Bu adlara örnek olarak şunlar verilebilir: Köçürme (Divan-ı Lügati’t Türk), “Mankala”, “Kümelek”, “Dokuz Kuyu”, “Dokuz Taş”, “Emme”, “Kale”, “Mele”, “Hane”, “Kuyucuk Taşı”, “Göçme” gibi isimlendirmelerle oynanmaktadır.

 


 

DÜNYAYA NASIL YAYILDI?

Neden böyle benzer oyunların bu kadar farklı yerlerde oynandığını merak edebilirsiniz. Bir olasılık, birbirlerinden bağımsız olarak ortaya çıkmalarıdır. Kurallar oldukça basit olduğundan ve tüm insanlık için ortak olan bir sosyal uygulama - ekim ve hasat - ile ilgili olduğundan bunun hayal edilmesi zor değildir. Daha ilgi çekici olan ise mangala oyunun bir toplumdan diğerine ne şekilde yayılmış olmasıdır.

 

 

 

Hemen hemen dünyanın her tarafındaki insanların birbirleriyle çok eskiden beri ticaret yaptıkları bilinmektedir. Özellikle, İpek Yolu kapsamında gerçekleştirilen ticaret malların, fikirlerin ve kültürel öğelerin bölgelere yayılmasında etkili bir rol oynadı.İnsanlar aynı dili konuşmasalar bile birlikte oyunlar oynamak için eğlenebilirlerdi. Bu oyunlardan biri hiç şüphesiz ki mangala oyunudur. Günümüzde, Vietnam ve Moğolistan'dan Orta ve Batı Asya'ya, Orta ve Kuzey Afrika'dan, Avrupa'ya kadar mangala oyunu oynanıyor. Bir kısım araştırmacılara göre mangala oyunu Arap tüccarlar vasıtasıyla Asya'ya yayıldığı belirtilmektedir. Afrika kıtası, kölelik öncesi ve sömürge öncesi dönemlere kadar uzanan uzun bir oyun geçmişine sahiptir. Zorla köleleştirilmiş insanlar kültürlerini Karayipler ve Amerika'ya getirdiklerinden Mangala, köle ticareti yoluyla 1640 yılları civarında Kuzey Amerika'ya geldi. ABD daha büyük bir mangala oyun popülasyonuna sahip, ancak bu oyuncuların çoğu köleleştirilmiş Afrikalıların soyundan geliyor. Geleneksel mangala oyunlarının 800'den fazla ismi bilinmektedir. Ancak, bazı isimler aynı oyunu belirtirken, bazı isimler birden fazla oyun için kullanılmaktadır. Afrika boyunca, Batı Hint Adaları, Hindistan, ve Ortadoğu’da, mangala oyununun yüzlerce varyasyonu bulunmaktadır. Tüm mangala oyunları, oyuncuların sırayla  "dikim"  küçük taşlar, fasulye veya tohumların yer aldığı çentiklerden oluşan bir tahtadan meydana gelmektedir. Amaç, rakip parçaların tümünü veya bir kısmını yakalamak  “hasat etmek” tir.

 

 



Mangala oyunu her ne kadar basit görünse de, bir şans oyunu değil,  hesaplama ve strateji becerisidir. Diğer ünlü strateji oyunlarının aksine, mangala oyunlarının kurallarının netleşmemesinin nedeni, etnik grupların ve farklı bölgelerin kendine has kurallara sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Günümüzde mangala bir bilgisayar oyunu olarak popüler ve hem Android hem de iPhone için uygulamaları bulunmaktadır.

 

 



Sonuç olarak mangala oyunu İslamiyet, Hristiyanlık ve diğer dinlerin yayılması ile birlikte tüccarlar tarafından Afrika, Hindistan, Avrupa ve diğer bölgelere taşındı. Bunun yanında gezginler, ordular ve köleler tarafından da mangala oyununun diğer bölgelere yayılmasında önemli bir rolü bulunmaktadır.

 

 

 

MANGALA OYUNUNUN İNANÇ BOYUTU

Oyunlar, yüzlerce yıldır toplumların sosyal dokusunun bir parçası olarak, toplumlar hakkında bize çok yönlü bilgi verebilir. Oyunlar, eskiden dinsel ve din dışı önemli kuralların ayrılmaz bir parçası olarak, ilk insanların bazı önemli eylemlerinin dua, ayin, büyü ve fal ya da astronomik ve matematiksel bir çeşit hesaplamaların parçası olarak nitelendirilebilir.

 

 



Günümüzde bazı oyunlar hem çocuklar hem de yetişkinler tarafından oynanmaktadır. Bu oyunların altyapısında yer alan dinsel, büyüsel bazı olaylar ve kavramlar içerisinde bazı işaretler yer almaktadır. Metin And, “Çocuk Oyunlarının Kültürümüzde Yeri ve Önemi (Mangala Oyunu Örneği)” makalesinde bu konudaki düşüncelerini şu örneklerle desteklemiştir: “ … elimizde, yetişkinlerin çocuk oyunlarına tanıdığı önem ve yorumlar üzerine üç örnek bulunuyor. Örneğin Hamit ZübeyrKoşay’ın Ankara köylerinde saptadığı şu inanç ilginçtir. ‘Çocuklar ne oyun oynarsa o sene o iş çok olurmuş. Mesela çocuklar kuyu kazarak oynarlarsa o sene bolluk olur, ekin kuyuları kazılırmış. Ev yaparak oynarlarsa yapı çok olurmuş.’

 

 



Nijerya’da Yoruba toplumunda oynanan “Ayo”(Mangala) sadece bir oyun olarak değil, birçok çocuğun matematik becerilerini geliştirmek için oynadığı oyundur. Ayo genellikle aynı yaş grubundaki ve cinsiyetten insanlar tarafından oynanmakta, yani erkekler erkeklerle kadınlar diğer kadınlarla ve çocuklar kendi aralarında oynamaktadır. Bu grupların karıştırılması çok nadirdir. Afrika toplumunun bir geleneği ve erkek üstünlüğüne olan inanç olarak, erkekler ve özellikle yaşlılar, erkekliklerini ve otoritelerini sergilemek için kendilerini kadınlardan ve çocuklardan ayırırlar. Bu yönüyle bakıldığında mangalanın kökeni ve kültürel öneminin geleneksel değerler olduğu görülmektedir. Batı Afrika’da, mangala oyunları oynamanın yağmura ya da bitki örtüsünün büyümesine neden olabileceği düşünülmektedir, bu nedenle genellikle kurak mevsimde oynanmaktadır. Yağmurlu mevsimde oynanırsa, tohumların parça olarak kullanılması tavsiye edilmez ve bazen de yasaktır.

 


 

Afrika kıtasında Mali Cumhuriyetinde yaşayan Dogon kabilesinde,  genel olarak çocuklar köye talihsizlik getireceği korkusuyla mangala oynamaktan caydırılırken, yetişkinlerin mangala oyunu oynamasında ise herhangi bir risk görülmemektedir.

 



Fildişi Sahili'nde kadınlar, doğmamış çocukların cinsiyeti üzerinde bir etkisi olduğu düşünüyor, bu yüzden çocuklarının gelişimini etkileme umuduyla mangala oyununun özel bir çeşidini oynuyorlar. Bir kızla oynamak, bebeğin kadın olarak doğma olasılığını artırırken, bir erkek çocuğa karşı oynayabilmek ise bebeklerinin erkek olma olasılığını artırdığını ve ikizleri doğurmak isteyen kadınların ise, kız veya erkek çiftlerine karşı oynamaları gerektiği düşüncesi yaygındır.
 

 

 


Özellikle Batı Afrika’da oynanan oyunlara bakıldığında, oyun için kullanılan parçaların sayısı çok semboliktir. Batı Afrika toplumlarının büyük çoğunluğunda geleneksel olarak kutsal olan ve evrenin kilidini açan bir sayı olan genellikle 48'dir.

 

 

Bütün bunlarla birlikte mangala oyunu tarihin bilinen en eski oyunlarından biri olduğu tespit edilmiş olduğuna göre oyunun dinsel, inanç ile ilgili bir temeli olduğu gerçeği ve Göbeklitepe gibi ayin yapılan bir ortamda oynandığı düşünülürse belki de bir fal bakma ya da astrolojik - astronomik ögelerin değerlendirilmesi gibi bir fonksiyonu da olabileceği yadsınamaz bir gerçeklik olur.Göbeklitepe, mangala konusunda Anadolu coğrafyasını bir çıkış noktası yapar ve mangala oyununu, bu coğrafyadan dağılan ve çok geniş bir alana yayılan, köklü bir oyun olarak düşünmemizi sağlar.

 

 

 

DÜNYANIN İLK ZEKA OYUNU VE GÖBEKLİTEPE

Göbeklitepe keşfedilinceye kadar, M.Ö. 3000-2000’de inşa edilen Stonehenge, en eski mabet sanılmaktaydı. Göbeklitepe’nin keşfiyle, insanların tarımdan ve kentleşmeden önce mabet yapmış olmasının anlaşılması insanlık tarihinin tashih edilmesini zorunlu kıldı.

 

 



Son yıllarda yapılan en büyük arkeolojik keşiflerden biri olan Göbeklitepe'deki kalıntılarda mangala oyunu düzeneklerine benzeyen ve kayaya oyulmuş olan düzenekler ortaya çıkarıldı. İnsanlık tarihi adına şimdiye kadar bildiğimiz tüm bilgileri tekrar gözden geçirmemize sebep olan dünyanın ilk tapınağı Göbeklitepe, mangala oyununu hakkında bilinen bilgilerinde yeniden tahlil edilmesini gerektirdi. Göbeklitepe’de bulunan taşa oyulmuş mangala düzeneğine benzer düzenek ile beraber düşünüldüğünde mangala oyunu tarihi, insanlığın en eski dönemlerine, dayandığı fikrini güçlendirmektedir. Bugüne kadar Asya, Afrika ve Ortadoğu kökenli olduğu sanılan Mangala Oyunu’nun tarihini değiştirecek bir keşif olmasından dolayı, Göbeklitepe’nin önemini bir daha artıracaktır.


 

 

Göbeklitepe kazılarını uzun yıllar yürüten Alman arkeolog Klaus Schmidt,  kireç taşından yapılmış, üzerinde 7 ve 9 kuyulu küçük çukurlar bulunan materyaller keşfettiklerini, bu eşyaların büyük ihtimalle bir oyuna ait olduğunu, ancak bu oyunun kurallarının ne olduğunu ve nasıl oynandığını henüz tespit edemediklerini belirtmiştir. 2012 yılında kazı başkanı Prof. Dr. Klaus Shmidt ile yapılan röportaj ile bu bilgi kayıt altına alınmıştır.

Kaynak: (AU) - Ajans Urfa Editör: urfasiyaset
Etiketler: Göbeklitepe'den, dünyaya, yayılan, ilk, zeka, oyunu:, Mangala,
Yorumlar
Haber Yazılımı